Adı Türkiye’nin en
iyi üniversitelerinden birine gidiyorum. Ama içinde yarısından fazlası gereksiz
yer kaplıyor. İstatistik falan diyolar eline tutuşturuyorlar bi anket. Hadi
bakalım doldur. İçinden yine mi ya allah belanızı versin diyorsun. Ama dışından
ah canım tabi oluyor. Çünkü adam bi kere tanıdık. Onu geç onun tanıdığı
işine yarıyor, onu da geç aklına vereceği final soruları geliyor. Suratında koca bi sırıtışla alıyorsun. Ashlında
o da farkında kalem oynatmak istemediğini ama nezaket kuralları işte. Sonra eh
aldık bi kere diyip başlıyorsun. Ama bu kadarda olmaz. 6 sayfa 7 sayfa anket mi
olur? 100 soru. Yüz bitmek bilmeyen soru. Sanki kendisi bunu çözemiş gibi
getirip verdiği şeye bak. İnsan bi düşünür ben bunu çözer miyim diye. On soru sonunda oflama yirmiden sonra
yanındakinin cevaplarını aynen geçirme elliden sonra rast gele çözme. Bide hocalar
var. Bilmem nemin anketi, bilmem ne hocanız gönderdi. Daha beteri bi araştırma
yapıyorum bana yardımcı olurmusunuzla başlayıp, araştırmaya katılan her
öğrenciye finalde ek yirmi puanla devam edip, sonunda katılmayan herkes kalıra
kadar gidiyor. Sonra bilemem ne testi bilmem ne bişeyi testine girip çıkıyorsun.
Beynini dikkatini bilmem neni ivik divik ediyorlar. Anlayacağınız gazetedeki
Amerikada üniverste öğrencileri üzerinde yapılan bir deneye göre olayının Türk
versiyonlarını yaşıyoruz. Meğer zavallılar baya çekmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder