28 Ağustos 2014 Perşembe

iki ucu boklu değneğim ve ben


Stajdan eve dönerken her gün o metrobüs denen çöp kutusunda ezilen boş kutu gibiyim. Kendimi metrobüse bindiğim an fırında pişen tavuk gibi hissetmeye başlıyorum. Ne zaman bitecek benim bu metrobüs çilem ya. Şu ara en sevdiğim şey metrobüsten inmek ve temiz –egzoz ne kadar temizse- havaya kavuşmak. Eve de laylaylom yürümeye başladım. Sonra baktım benim Matematikçim her zamanki yerinde ama surat beş karış bekliyor. Onunla iki yıl önce tanıştım. Yazın part time işimden dönüyordum tintini tintini. Gündüzde canım bir şeylere sıkıldı dönüşte alışveriş merkezine uğradım ve bir ayakkabıya aşık oldum. Ayakkabımı kucağıma alıp hızlıca evin yolunu tuttum. Akşam ezanı okunacaktı ve ben o gün oruç tutup, susuzluktan ölüyordum.  Sonra yolda yürürken bir çocuğun ağladığını fark ettim. Bir yandan ağlıyor, bir yandan yürüyor. Kirli elleriyle de göz yaşlarını silmeye çalışıyor. Yaklaşıp ne olduğunu sordum “Gözüme uhu kaçtı.” dedi. Bakim diyorum ama boncuk boncuk ağlıyor. Elleri kir içinde sürdükçe gözüne daha çok yakıyor belli. Çantamda bir ıslak mendil kalmış aldım, sil ellerini, dokunma gözüne, gel peşimden deyip büfeye doğru yürüdüm. Su, ıslak mendil  aldım köşeye yürüdük. Ellerini sildi, suyla yüzünü yıkadım. Ben yıkadım çünkü ellerinde ki ayakkabı boyası çıkmak bilmedi ve gözüne sürdükçe daha çok acıyordu. O güne dair hatırladığım ve sinirimi bozan iki şey var. İlki çocuğun suratını yıkarken  yanımdan geçen süslü yaşlı cadı. Kadın “kızım yaklaşma çok bak bir şey yapar” dedi. Yaşlı bir kadına ilk yaptığım terbiyesizlik buydu ”işine baksana sen”. Sonra bir de bankada yaşlı bir kadına bunak demiş olabilirim. Bana küçücük çocuk ne yapabilir Allah aşkına. Kadının kaşı gözü ayrı oynadı işaret, çanta.  Çocuk düşmüş göz derdine kadın onun olmayan para. Ne yani her sokaktaki çocuk hırsız mı? Kaldı ki o ayakkabı boyayıp parasını kazanıyor. Neyse ikinciye geçip toplu küfür etmek istiyorum. Baktım ezan okunuyor bende  açım sordum o da aç yemek yiyelim dedim. Girdik caddedeki bir yere. Şu zincir olan popüler yerlere. Adam tip tip bakıyor yanında ki ne iş diye. Oturduk etrafta koşturuyorlar ezandan dolayı ama yok ilgilenen bir Allah`ın kulu yok.  Şef garson denilen koordinasyonu sağlayan adama işaret ettim, kendi geldi kaba kaba beklememi istersek bu arada lavaboyu kullanabileceğimizi söyledi. İşte  benim delirdiğim anlardan biri daha. Normalde ben bin kişinin nazını çekiyorlar diye yanlış siparişe bile gülümseyip teşekkür eden ben adama ağzıma geleni saydım. Haksız mıydım ama? Çok mu abarttım bilmiyorum ama cidden sinirlendim. Kendime de onlara da. Çok duyarsızız ve ne bilim şu üzerimize giydiğimiz giysilere fena halde takıkız. Biliyorum o gün ağlamasa fark etmeden geçip gidecektim. Diğerlerinden pek bir farkım olmayacaktı. Neyse işte böyle tanıştık bizim Matematikçiyle. Paşanın matematiği iyi ama kalan derslerden pek haz etmiyor. Canının sıkkın olmasının sebebi 11 yaşına gelmiş artık o kadar şirin değilmiş. Bir de yaz gelince boyayacak ayakkabı kalmamış. Zaten bende hep o bez ayakkabılardan giyiyormuşum. Lanet olsun ki çocuk haklı. Sandalet boyatamam geri kalanı da bez. Çocukken okula giderken boyanan ayakkabılarım vardı. Hem bakın kışta geliyor der ayakkabılar alın bence. Deri boyanıyor mu gerçi bilmiyorum. Lanet olsun ben bir de deriye karşıyım.  En iyisi siz bez ayakkabılardan kurulun ve boyatabileceklerinizi alın. Deri işini bende gidip bir araştırayım. Hayvan katliamına teşvike girmez dimi bu ?

12 yorum:

  1. valla film gibiydi heyecanla nolcaak diye okudum ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ciddi misin? ona göre sevineceğim beğendiğini varsayıp.

      Sil
  2. Ne güzel yapmışın benim de aklıma Hazar geldi..
    Ama büyüdükçe işlerinin zorlaştığı gerçek..
    Keşke herkes şanslı doğabilse...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hazar kim ben bilmiyorum.zorlaştığını o söyleyene kadar fark etmemiştim. çok utanç verici bu kadar kör olmam

      Sil
    2. Senin matematikçin gibi o da bizim karşımıza çıkmıştı 4 yaşındaydı o zamanlar..
      Çocukluk masumeti için yardım eden çok insan var canım fark etmemen o kadar normal ki sonuçta hergün o gerçekle yaşamıyoruz biz..

      Sil
    3. Çok hoş ya. :D
      O söyleyene kadar benim aklıma gelmedi bu durum. Hatta ucundan geçmedi.

      Sil
  3. Eline diline sağlık :) çok güzel ağızlarının payını vermişsin :)
    Herkes kitabın kapağına bakmamak lazım der ama iş ciddiye gelince dönerler, ne güzel yapmışsın çok taktir ettim seni :)))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. arada gözüm dönüyor. kendimi rodeo yapan boğa gibi hissediyorum. keşke öyle taktir ettim falan demeseydin. kötü hissettim. denize atmam gerekeni gösteri gibi anlattım. galiba utandım ve yazdığıma pişman oldum.

      Sil
    2. hayır canım çok güzel birşey yapmışsın aslında. Bunu anlatarak bizimde biraz olsun duyarlı olmamızı sağladığını düşünüyorum hiç pişman olma :)

      Sil
    3. Içime biraz bende su serpiyorum o zaman senin sözlerle:D

      Sil
  4. aşka yolculuk
    aşk zamanı
    aşk olur
    aşkın ingilizcesi
    sadece aşk
    aşkın büyüsü
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bunlarda benim romantiklerim :D teşekkürlerimi sunarım

      Sil