İnsaf be. İçime sıçtınız topunuz. Bir bir gelmeyip kamyonla
kum boşaltıyorsunuz üstüme. Dedemin hastalığı döneminde bahsedemedim, sonra
erteledim ama Hostes birine aşık oldu. Başta iyi biri sanırım desem de sonra
ilişkisini hiç desteklemedim. Çocuğun gözleri kaşları fazla oynak ve resmen
bizim kızın ona olan zaafını kullanıyor. En büyük problemleri kıskançlıkken
boyna ayrılıp barışıyorlar derken, İtalya`da romantik bir evlenme teklifine
kandı. Evlenmek istemiyor ama evet dedi, nişan bile yaptılar. Söyledim ne kadar
karışmam desem de çünkü çocukluk arkadaşım ve kız kardeşim be o benim. Mantıklı
gelen her şeyi dedim, erken karar verme bile dedim ama dilemedi. Çocukla
tanıştıktan sonra psikologdan yardım almaya ile başladı ki çocuk ona bile
karşı. Ailesi desen Hostes`ten duyduğum kadarıyla bence ucuz insanlar.
Annesinin ağızından “Her şeyi sen ödeme bölüşün, taksiyle giderken bırak o
ödesin, yedirme ona.” tarzı cümleler sarf etmiş bir kadınken; Babasının iphone
azizliğine uğramış whatsapp konuşmasında adamın üzerine alınan ama kredisinin
oğlu tarafından ödenecek ev için “Evlenince kıza ödetirsin krediyi” gibi bir
cümle sarf edilmiş. Şaka olma olasılığı bile olsa bence iğrenç ve ucuz bir
hareket. Nasıl insanlarsınız ya? Hep kendime insanları yargılama derim ama
sıçarım kendi ağzıma bu ne kardeşim. Keza Hostes akşam bunlar tartışmışlar
ağlayarak bize geldi ve o gittikten bir saat sonra Hostes`in Whatsapp`ından
şöyle bir mesaj geldi “Lady Hostese söyle artık eve gitsin yeter bu kadar.”
Köpek mi eğitiyorsun ve bu ne! Şifreleri birbirlerine vermişler instagramda ve
bizim kızlarla edepsiz bir grup konuşmasının altına bize yorum yazıp ardından “Hostesle
birlikte kullanıyoruz haberiniz olsun” dedi yavşak herif. Madem birlikte
kullanıyorsun gördün konuşuyoruz çık dimi. Okuyup üzerine böyle bir şey yapmak
nedir? Hostes telefonunu hacklediğinden şüpheleniyordu ve bu yazdığı ile durum
iyice ayyuka çıktı. Ağzına sıçtım ama az geldi. Oturdum durumla alakalı yasaları
araştırdım. Gün olur bunlar ayrılırsa ağzına sıçacağım onun. Tüm kayıtları
yedekledim hem bilişim suçundan hem de özel hayatın gizliğinden bastıracağım.
Bunun gibi hayvan dolu ülke. Üzerlerine üç beş düzgün şey geçiriyorlar, bir
diploma, biraz da para al sana sıçan ordusu.
14 Aralık 2016 Çarşamba
11 Aralık 2016 Pazar
lambadan dilek cini çıkmıyor bari ufo duysun
Şu ara hayata dair tek beklentim UFO saldırısı. Şöyle
gelseler o koca uzay araçlarını boş buldukları arazilere indirseler ne hoş
olur. Önceleri UFO varsa -ki ben varlığına inanıyorum- gelsinler bir beni
alsınlar gitseler derdim. Oturur iki çekirdek çitler dedikodu yapardık diyorum.
Varlığına kanıtım yok ama yokluğuna da kanıtınız yok. Hem insanoğlu işte fazla
kibirli. Koskoca evren sadece biz yaşayalım hatta onunda içine sıçıp bırakalım
diye var edilmedi bence. Eğer öyleyse özgür irade zımbırtısını elimize tutuşturularak
çok büyük kazıklandık. Bir 3 yıl önce bu kadar karamsar bile değildim.
İnsanlara güzel bir günün geleceğine inanırdım. Şimdi bir UFO`nun sesimi duyacağını ve kabile lideri dahi olsa kendini lider
olarak gören herkesi toplayıp gitmesini istiyorum. Hatta zahmet olmazsa
giderken bütün para babalarını, silah tüccarlarını, tecavüzcüleri, organ
mafyalarını, insanlık suçu işleyen herkesi ve bunları gerek cezalandırırken -ki
genelde cezalandırmayıp misafir ediyorlar- aslında destek olanları, politikanın
“p” sini, öldürmek, cinayet, soykırım, katletmek, terör gibi kelimeleri
söylemeyi bırakın aklından geçirenleri de toplayıp götürsünler. Tabi elimizdeki
tüm silahları da elleri değmişken bizde bırakmasınlar. İçimdeki hayallerine,
güvenine kefen geçirilmiş kız oksijensiz bir gezene bırakılmalarını istese de
azıcık da olsa vicdan var, şu dünyadan daha güzel bir yere bırakılsınlar. Belki
yolculuk sırasında akılları başlarına gelir. Ne bileyim belki oradaki
güzelliklere kıyamazlar falan. Bizde nüfusun %10-15 olarak kırk gün kırk gece parti yaptıktan
sonra şimdilerde kaybettiğimi adalet, eşitlik, özgürlük, vicdan, insanlık gibi
soyut kavramlarla hasret gideririz. Organik tarım, açık sınıflarda eğitim,
temiz enerjiden falan faydalanırız. Ne güzel olurdu biraz huzur.
1 Aralık 2016 Perşembe
kusurlarımı sev benim hayaletimi değil
Okuduğum bir kitapta sevgilisi ile beraberken onun hiçbir
kusurunu görmediğini söylüyordu yazar. Ne zaman ki ilişki çatladı, terk edildi,
incitildi o zaman farkına varıyormuşsun. Eğer geri dönerlerse birbirlerine yine
tüm kusurların üstü örtülüyormuş. Etrafındaki herkesin sevgilisi hakkında
sıraladıkları kusurlar, hatırlattıkları fayda etmiyormuş. Yani seviyorsan
karşındaki mükemmel görmeye meyilli ve bu beklenti içerisinde olduğunu birkaç
sayfada anlatmış. Sanırım bu sık duyduğumuz ama biri yazınca hakikaten ya bu
böyle dediğimiz, kendimizde bulduğumuz anekdotlardan biridir. Benim içinde öyle
olması gerekiyordu. Gariptir ki değil. Ben hep kusursuzda kusur ararım. Sonuçta
insan değil miyiz biz? Neden kusursuz olmaya çalışalım ya da kusursuz görelim
ki? Bizleri faklı kılan detaylar kusurlar değil mi? Herkes sevgilisinin, eşinin
dostunun, ailesinin çok zeki, yakışıklı, iyi, eğlenceli, duyarlı, ahlaklı vs
gibi bir çok iyi özelliklerle bezendiğini iddia ederken bu ya gerçekten doğru
olsaydı? Herkes birbirinin aynısı olmaz mı? Gidip büyük kötülükler yapın
demiyorum ama böyle olsa, herkes prenses pembesi haplarla uyutulmuştan farksız
olmazdı bence. Hem bence gerçek sevgi karşındakini kusursuz görmek değil. Eğer
biri benim kusurlarımı görüyorsa ve sevmeye devam ediyorsa bu gerçek sevgidir.
Sidiklinin insanı delirten konuşmak istemediğinde kimseyi dinlemediği,
etrafındaki herkesi değersiz hissettirdiği anları biliyorum. Konuşuyorsunuz ama
o tek tepki göstermiyor. Annemin o her şeyi abarta abarta anlatması, bazen kendi
düşüncelerini babama bizim düşüncelerimiz gibi anlatması, Uyuz`un
sinirlendiğinde kendini kapatıp çekip gitmesi, babamın aklına takılanı size
milyon kez söyleyerek dayatması, benim sinirlendiğimde düşünmeden konuşup
insanları zayıf noktalarından vurup yaralamam.. Bunların hepsi temelde birer
kusur. Gariptir ki tüm bunlara rağmen birbirimizi seviyoruz. Bu sırf bir kaç
genetik olay yüzünden olmamalı. Öyle olsa tahtı için oğullarını kardeşlerini
öldüren insanlarda olmazdı. Kime sorsam hayatındaki insanın tek kusurunu
söylemedi. Herkes ne kadar mükemmel olduğundan bahsedip durdu. İşin garip
tarafı benim Joker`i zerre kadar sevmediğimi, sevsem hiç kusur bulmayacağımı
söylediler. Ama ben onu kusurlarıyla seviyorum, benim kusurlarımı bilsin öyle
sevsin istiyorum. Çünkü bir insanın kusurlarını görüp sevemeye devam etmek o
kişiyi sizin için mükemmel kılar. Mükemmel bir ailem yok çünkü insanlar ve
hataları var tıpkı benim gibi. Ama benim için mükemmeller. İstediğim Joker için
hatalarımla, kusurlarımla mükemmel olmak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)