14 Aralık 2016 Çarşamba

bu kedi mideye indirmeden önce sıçanıyla oynar


İnsaf be. İçime sıçtınız topunuz. Bir bir gelmeyip kamyonla kum boşaltıyorsunuz üstüme. Dedemin hastalığı döneminde bahsedemedim, sonra erteledim ama Hostes birine aşık oldu. Başta iyi biri sanırım desem de sonra ilişkisini hiç desteklemedim. Çocuğun gözleri kaşları fazla oynak ve resmen bizim kızın ona olan zaafını kullanıyor. En büyük problemleri kıskançlıkken boyna ayrılıp barışıyorlar derken, İtalya`da romantik bir evlenme teklifine kandı. Evlenmek istemiyor ama evet dedi, nişan bile yaptılar. Söyledim ne kadar karışmam desem de çünkü çocukluk arkadaşım ve kız kardeşim be o benim. Mantıklı gelen her şeyi dedim, erken karar verme bile dedim ama dilemedi. Çocukla tanıştıktan sonra psikologdan yardım almaya ile başladı ki çocuk ona bile karşı. Ailesi desen Hostes`ten duyduğum kadarıyla bence ucuz insanlar. Annesinin ağızından “Her şeyi sen ödeme bölüşün, taksiyle giderken bırak o ödesin, yedirme ona.” tarzı cümleler sarf etmiş bir kadınken; Babasının iphone azizliğine uğramış whatsapp konuşmasında adamın üzerine alınan ama kredisinin oğlu tarafından ödenecek ev için “Evlenince kıza ödetirsin krediyi” gibi bir cümle sarf edilmiş. Şaka olma olasılığı bile olsa bence iğrenç ve ucuz bir hareket. Nasıl insanlarsınız ya? Hep kendime insanları yargılama derim ama sıçarım kendi ağzıma bu ne kardeşim. Keza Hostes akşam bunlar tartışmışlar ağlayarak bize geldi ve o gittikten bir saat sonra Hostes`in Whatsapp`ından şöyle bir mesaj geldi “Lady Hostese söyle artık eve gitsin yeter bu kadar.” Köpek mi eğitiyorsun ve bu ne! Şifreleri birbirlerine vermişler instagramda ve bizim kızlarla edepsiz bir grup konuşmasının altına bize yorum yazıp ardından “Hostesle birlikte kullanıyoruz haberiniz olsun” dedi yavşak herif. Madem birlikte kullanıyorsun gördün konuşuyoruz çık dimi. Okuyup üzerine böyle bir şey yapmak nedir? Hostes telefonunu hacklediğinden şüpheleniyordu ve bu yazdığı ile durum iyice ayyuka çıktı. Ağzına sıçtım ama az geldi. Oturdum durumla alakalı yasaları araştırdım. Gün olur bunlar ayrılırsa ağzına sıçacağım onun. Tüm kayıtları yedekledim hem bilişim suçundan hem de özel hayatın gizliğinden bastıracağım. Bunun gibi hayvan dolu ülke. Üzerlerine üç beş düzgün şey geçiriyorlar, bir diploma, biraz da para al sana sıçan ordusu. 

11 Aralık 2016 Pazar

lambadan dilek cini çıkmıyor bari ufo duysun


Şu ara hayata dair tek beklentim UFO saldırısı. Şöyle gelseler o koca uzay araçlarını boş buldukları arazilere indirseler ne hoş olur. Önceleri UFO varsa -ki ben varlığına inanıyorum- gelsinler bir beni alsınlar gitseler derdim. Oturur iki çekirdek çitler dedikodu yapardık diyorum. Varlığına kanıtım yok ama yokluğuna da kanıtınız yok. Hem insanoğlu işte fazla kibirli. Koskoca evren sadece biz yaşayalım hatta onunda içine sıçıp bırakalım diye var edilmedi bence. Eğer öyleyse özgür irade zımbırtısını elimize tutuşturularak çok büyük kazıklandık. Bir 3 yıl önce bu kadar karamsar bile değildim. İnsanlara güzel bir günün geleceğine inanırdım. Şimdi  bir UFO`nun sesimi duyacağını  ve kabile lideri dahi olsa kendini lider olarak gören herkesi toplayıp gitmesini istiyorum. Hatta zahmet olmazsa giderken bütün para babalarını, silah tüccarlarını, tecavüzcüleri, organ mafyalarını, insanlık suçu işleyen herkesi ve bunları gerek cezalandırırken -ki genelde cezalandırmayıp misafir ediyorlar- aslında destek olanları, politikanın “p” sini, öldürmek, cinayet, soykırım, katletmek, terör gibi kelimeleri söylemeyi bırakın aklından geçirenleri de toplayıp götürsünler. Tabi elimizdeki tüm silahları da elleri değmişken bizde bırakmasınlar. İçimdeki hayallerine, güvenine kefen geçirilmiş kız oksijensiz bir gezene bırakılmalarını istese de azıcık da olsa vicdan var, şu dünyadan daha güzel bir yere bırakılsınlar. Belki yolculuk sırasında akılları başlarına gelir. Ne bileyim belki oradaki güzelliklere kıyamazlar falan. Bizde nüfusun %10-15  olarak kırk gün kırk gece parti yaptıktan sonra şimdilerde kaybettiğimi adalet, eşitlik, özgürlük, vicdan, insanlık gibi soyut kavramlarla hasret gideririz. Organik tarım, açık sınıflarda eğitim, temiz enerjiden falan faydalanırız. Ne güzel olurdu biraz huzur.

1 Aralık 2016 Perşembe

kusurlarımı sev benim hayaletimi değil



Okuduğum bir kitapta sevgilisi ile beraberken onun hiçbir kusurunu görmediğini söylüyordu yazar. Ne zaman ki ilişki çatladı, terk edildi, incitildi o zaman farkına varıyormuşsun. Eğer geri dönerlerse birbirlerine yine tüm kusurların üstü örtülüyormuş. Etrafındaki herkesin sevgilisi hakkında sıraladıkları kusurlar, hatırlattıkları fayda etmiyormuş. Yani seviyorsan karşındaki mükemmel görmeye meyilli ve bu beklenti içerisinde olduğunu birkaç sayfada anlatmış. Sanırım bu sık duyduğumuz ama biri yazınca hakikaten ya bu böyle dediğimiz, kendimizde bulduğumuz anekdotlardan biridir. Benim içinde öyle olması gerekiyordu. Gariptir ki değil. Ben hep kusursuzda kusur ararım. Sonuçta insan değil miyiz biz? Neden kusursuz olmaya çalışalım ya da kusursuz görelim ki? Bizleri faklı kılan detaylar kusurlar değil mi? Herkes sevgilisinin, eşinin dostunun, ailesinin çok zeki, yakışıklı, iyi, eğlenceli, duyarlı, ahlaklı vs gibi bir çok iyi özelliklerle bezendiğini iddia ederken bu ya gerçekten doğru olsaydı? Herkes birbirinin aynısı olmaz mı? Gidip büyük kötülükler yapın demiyorum ama böyle olsa, herkes prenses pembesi haplarla uyutulmuştan farksız olmazdı bence. Hem bence gerçek sevgi karşındakini kusursuz görmek değil. Eğer biri benim kusurlarımı görüyorsa ve sevmeye devam ediyorsa bu gerçek sevgidir. Sidiklinin insanı delirten konuşmak istemediğinde kimseyi dinlemediği, etrafındaki herkesi değersiz hissettirdiği anları biliyorum. Konuşuyorsunuz ama o tek tepki göstermiyor. Annemin o her şeyi abarta abarta anlatması, bazen kendi düşüncelerini babama bizim düşüncelerimiz gibi anlatması, Uyuz`un sinirlendiğinde kendini kapatıp çekip gitmesi, babamın aklına takılanı size milyon kez söyleyerek dayatması, benim sinirlendiğimde düşünmeden konuşup insanları zayıf noktalarından vurup yaralamam.. Bunların hepsi temelde birer kusur. Gariptir ki tüm bunlara rağmen birbirimizi seviyoruz. Bu sırf bir kaç genetik olay yüzünden olmamalı. Öyle olsa tahtı için oğullarını kardeşlerini öldüren insanlarda olmazdı. Kime sorsam hayatındaki insanın tek kusurunu söylemedi. Herkes ne kadar mükemmel olduğundan bahsedip durdu. İşin garip tarafı benim Joker`i zerre kadar sevmediğimi, sevsem hiç kusur bulmayacağımı söylediler. Ama ben onu kusurlarıyla seviyorum, benim kusurlarımı bilsin öyle sevsin istiyorum. Çünkü bir insanın kusurlarını görüp sevemeye devam etmek o kişiyi sizin için mükemmel kılar. Mükemmel bir ailem yok çünkü insanlar ve hataları var tıpkı benim gibi. Ama benim için mükemmeller. İstediğim Joker için hatalarımla, kusurlarımla mükemmel olmak.