Türkçemize yeni bir deyiş kazandırmak için aranızda
bulunmaktayım. Bu yeni deyiş herkesin bildiği ancak henüz adını kimsenin
koymadığı bir durumu, bir insanoğlu tipini tanımlıyor. “Kaldırım öküzleri”
benim bu ara taktığım ve en en nefret etiğim insanlar listesinde top 10`da.
Onlarında içinde bulundukları durumu anlamaya çalışsam da ipin ucu yine onlara
dokunuyor onların eylemsizliklerine ve ben yine kendimi onları suçlarken
buluyorum. Sokaklarda park edecek yer kalmayınca kaldırımın yayalar için
olduğunu unutup yayaların kaldırımdan başka çaresi olmadığını göz ardı edip
araçlarını kaldırıma park ediyorlar. Belediyeler sağ olsun zaten yapılan
binalar ile kaldırımlar iyice daraltılıyor. Bu da yetmezmiş gibi araçlarda park
edince bize yürüyecek alan kalmıyor. Yolun kenarında yürüyorsun bu kez de yolda
hak sahibi olan hareket halindeki araçlar sürekli kora ve yolun ortasında
yürüme bağrışları. Bıktım ya. Yaya
yolunu işgal edenden de, kaldırımdaki öküzler yüzünden yolda yürümek zorunda
kaldığımı anlayamayan öküzden de. Park yeri yetersiz bla bla demeyin. Kaldırım benim
hakkım. Eğer park yerin yoksa belediyene bağır ondan talep et park yerleri. Her
şeyi geçtim göremeyen ya da tekerlekli sandalye kullanan vatandaşların hakkını
gasp ediyorlar. Duyarlılık diyorum ama park eden aracı şikayet ediyorum plaka
veriyorum poliste bir şey yapmıyor. Aklıma twit açıp gördüğüm her kaldırımda ki
aracın fotoğrafını çekip ifşa etmek ve görenlerinde bana yönlendirecekleri bir topluluk oluşturmak
istiyorum ama kendimi biliyorum kontrolü sürekli sağlayamayacağım. Ama Lady ben
bu işle uğraşırım sana da yardım ederim gel ifşa edelim derseniz fikir burda
konuşalım kaldırımdaki araçlardan kurtulalım.