10 Mart 2018 Cumartesi

kaldırım terörü


Türkçemize yeni bir deyiş kazandırmak için aranızda bulunmaktayım. Bu yeni deyiş herkesin bildiği ancak henüz adını kimsenin koymadığı bir durumu, bir insanoğlu tipini tanımlıyor. “Kaldırım öküzleri” benim bu ara taktığım ve en en nefret etiğim insanlar listesinde top 10`da. Onlarında içinde bulundukları durumu anlamaya çalışsam da ipin ucu yine onlara dokunuyor onların eylemsizliklerine ve ben yine kendimi onları suçlarken buluyorum. Sokaklarda park edecek yer kalmayınca kaldırımın yayalar için olduğunu unutup yayaların kaldırımdan başka çaresi olmadığını göz ardı edip araçlarını kaldırıma park ediyorlar. Belediyeler sağ olsun zaten yapılan binalar ile kaldırımlar iyice daraltılıyor. Bu da yetmezmiş gibi araçlarda park edince bize yürüyecek alan kalmıyor. Yolun kenarında yürüyorsun bu kez de yolda hak sahibi olan hareket halindeki araçlar sürekli kora ve yolun ortasında yürüme bağrışları. Bıktım ya.  Yaya yolunu işgal edenden de, kaldırımdaki öküzler yüzünden yolda yürümek zorunda kaldığımı anlayamayan öküzden de. Park yeri yetersiz bla bla demeyin. Kaldırım benim hakkım. Eğer park yerin yoksa belediyene bağır ondan talep et park yerleri. Her şeyi geçtim göremeyen ya da tekerlekli sandalye kullanan vatandaşların hakkını gasp ediyorlar. Duyarlılık diyorum ama park eden aracı şikayet ediyorum plaka veriyorum poliste bir şey yapmıyor. Aklıma twit açıp gördüğüm her kaldırımda ki aracın fotoğrafını çekip ifşa etmek ve görenlerinde bana  yönlendirecekleri bir topluluk oluşturmak istiyorum ama kendimi biliyorum kontrolü sürekli sağlayamayacağım. Ama Lady ben bu işle uğraşırım sana da yardım ederim gel ifşa edelim derseniz fikir burda konuşalım kaldırımdaki araçlardan kurtulalım.